1 | açık bildirme | Duruşma sonunda yargıcın, karşıt yanlara yargıyı açık olarak ve yüzlerine karşı bildirmesi. |
2 | açık deniz | Her ülkenin, deniz kıyısına belli bir uzaklıktan geçen ve böylece belirtilen (kara sularının) sınırından ötede kalan deniz. |
3 | açık duruşma | Yasada gösterilen nedenler dışında herkese açık olarak yapılan yargılama. |
4 | açık saçık yayın | Erteme (edebe) aykırı biçimde yazı, gazete, dergi, resim, fotoğraf, sinema ve benzeri araçlarla kamuya yapılmış açık saçık yayın. |
5 | açık yargılama | Duruşmaların, belirli durumlar dışında herkese açık olması. |
6 | açıklattırma | Duruşma sırasında tanık ya da bilirkişilerden, belli bir konuyu aydınlatmalarını isteme. |
7 | açıklık | Türk yargılıklarında, kimi ayrılıklar dışında, duruşmanın herkese açık olması. |
8 | açıklık ilkesi | Kamu görevi yapan kimi kurumların gördükleri işlerin ve özellikle görüşmelerin herkese açık bulundurulması ilkesi. |
9 | adam öldürme | Bir kimsenin yaşantısına son verme. |
10 | adamla getirtme | Yöntemine göre duruşmaya çağrılan tanığın, uygun bir özüre dayanmaksızın gelmemesi durumunda, kolluk gücü ile ve zorla getirilmesi. |
11 | ağır ceza işleri | Ölüm ve ağır kapatım ya da beş yıldan yukarı kapatım cezası uygulanmasını gerektiren ağır suçlara ilişkin davalar ve işlemler. |
12 | ağır kapatım | Cezalıya, kapatımevinde kapatım yoluyla ya da öbür kapatım cezalarından ayrı biçimde cezasını çektirme. |
13 | ağır para cezası | Cezalının, (10) liradan (25.000) liraya dek devlet kesesine ödeyeceği para cezası. |
14 | ağır suç | Bilerek ve kötü bir amaçla işlenen ve kişilerin ya da toplumun türesini doğrudan doğruya bozmaları nedeniyle, cezaları ağır olarak gösterilen suçlar. |
15 | ağır suç atma | Bir kimsenin, suçsuz olduğunu bildiği başka bir kişiye ağır suç yüklemesi. |
16 | ağır suç uydurma | Bir kimsenin işlenmediğini bildiği bir suçu, kovuşturma yapmakla görevli olan bir yetkili kata, işlenmiş gibi bildirmesi ya da işlenmeyen bir suçun izlerini kovuşturmaya başlanabilecek aşamada uydurması. |
17 | ağır suça girişme | Bir kişinin, işlemeyi amaç edindiği bir ağır suçu işlemeye başlayıp da onu tamamlamak için gerekli bulunan yürütme davranışlarını, elinde olmayan engeller dolayısıyle tamamlayamaması ya da yürütme davranışlarını tamamladığı halde ağır suçun kimi engeller |
18 | ağır suçlara ilişkin davalar | Ölüm, ağır kapatım ve beş yıldan çok kapatım cezalarını gerektiren ağır suçlara ilişkin davalar. |
19 | akıl hastalığı | İyiyi kötüyü, doğruyu eğriyi birbirinden ayırabilme, ayırt edebilme yeteneğinden yoksun olma. |
20 | aklanma | Sanığın yargılama sonunda, kendisinin üstüne atılan suçu işlemediği, sanığın başka bir kimse olduğu, eylemin yasaya göre suç sayılmadığı anlaşılması. |
21 | anatüzük | Tüzel kişilerin bir yandan yeterlik yetkilerini, bir yandan da kuruluş amaçlarına göre gelir kaynaklarını ve kuruluşunun konularını belirten yönergeler ve ilkeler. |
22 | andiçirme | Tanığın, bilirkişinin belli bir konuya ilişkin bildirilerinin doğruluğunu sağlamak amacıyla kutsal duygulara dayatılan işlem. |
23 | andiçme | Bir kimsenin söylediği sözlerin doğruluğunu ve gerçeğe uygunluğunu inandırması için yasada gösterilen sözleri olduğu gibi söylemesi ve istenilen davranışta bulunması. |
24 | andiçmeden kaçınma | Yetkili yargılıkta kendisinden andiçmesi istenen kimsenin, andiçmekten kaçınması. |
25 | anlatma | Verilmiş olan bir karar ya da yargıyı, yargıç ya da yargılık başkanınca, iki yana sözlü olarak bildirme. |
26 | ant | Bir işi ne olursa olsun yapmak için kendi kendine söz verme. |
27 | ara | Kimi nedenlerle duruşmanın bir süre bırakılması ile yeniden başlaması arasında kalan zaman. |
28 | ara kararı | Duruşma sırasında, iki yanın dinlenmesinden sonra verilen karar. |
29 | arama | Bir suçun kanıtlarını elde edebilmek için ilgili insanların barındığı yerlerde yapılan arama. |
30 | arama kararı | Bir konutta ya da iş yerinde arama yapılması için verilen ön karar. |