1 | acur | bk. kafes oyma. |
2 | açık kompozisyon | (Resim) Betilerin tüm olarak tablo sınırı içine sığmadığı kompozisyon türü. a. bk. kapalı kompozisyon. |
3 | açık-koyu | (Resim) Resimde belirtilecek önemli yerlerin koyu-açık lekeler zıtlığı içinde anlatımı. Işık-gölge sözcüğü de aynı anlamda kullanılır. |
4 | açıkhava resmi | (Resim) Konu olarak doğayı gösteren resim. |
5 | açıkhavacı | (Resim) Açıkhava resmi yapan sanatçı.(Resim) Açıkhava resmi yapan sanatçı. |
6 | ağaç heykelciliği | (Heykel) Ağaç tomruğundan heykel yontma işi. |
7 | ağaç kaplama | İnce tahta latalar ile yapılan duvar kaplaması. Mermer benzetlemesi duvarlar için de bu sözcük kullanılır. |
8 | ağaç oyma | (Resim) Oymabaskı sanatlarından bir düzbaskı tekniği. Düz yüzeyli bir tahtanın üzerine çizilen resmin basılacak yerleri bırakılıp basılması istenmeyen bölümleri oyulur ve tahtanın yüzeyi mürekkeplenip üzerine bir kâğıt konarak basılır. a. bk. yüksekbaskı, linoloyma. |
9 | ağırlama günü | (Resim) Bir serginin kamuya açılmadan önce, çağrılanlara gösterildiği gün. |
10 | ağtonoz | (Mimarlık) Gotik mimarlığında kullanılmış, ağ biçiminde parçalı tonoz. a. bk. haçtonoz, beşiktonoz, taraktonoz. |
11 | aıca | (Resim, Heykel, Mimarlık) Uluslararası Sanat Eleştiricileri Derneği'nin Fransızcasının kısaltılmış adı. Ayka okunur. |
12 | ak boya | (Resim) Süt rengindeki boya. a. bk. kurşun beyazı, çinko beyazı. |
13 | akaçlama | (Mimarlık) Birikmiş suları akaçlar açarak akıtma işi. |
14 | akademi | (Resim, Heykel, Mimarlık) 1. Eski Atina'da Platon'un öğrencilerine ders verdiği ağaçlıklı yer. Sonraları bu ad, güzel sanatlar öğretimi yapan okullarla kimi bilim kurumlarına ya da yüksek okullara verilmiştir. 2. Çıplak modelden yapılmış resim. |
15 | akademici | (Resim, Heykel) Kurallara bağlı resim ya da heykel çalışması yapanlara verilen ad. |
16 | akademisel | (Resim, Heykel) Geleneksel bir görüş içinde yapılmış, kişilikten yoksun (resim ya da heykel çalışması). |
17 | akım | (Resim, Heykel, Mimarlık) İlk kez 19. y.y.'ın birinci yarısında başlayan ve üslûp niteliğini taşımayan sanat görüşü. Örn: Gerçekçilik, gerçeküstücülük gibi. |
18 | akrolit | (Heykel) Eski Yunan'da vücut kısmı yıldızlanmış tahtadan baş, el ve ayakları mermerden yapılmış heykellere verilen ad. |
19 | akvatinta | bk. lekebaskı. |
20 | al | (Resim) Nar çiçeği rengi, alev kırmızısı. |
21 | alaca | (Resim) Resimde, birbiri ile uyuşması düşünülmeden sürülmüş birçok rengin bir arada görünüşü. Deli alacası da denir. |
22 | alçak kabartma | (Heykel) Heykel sanatında, yüzeyden dışarı çıkıntısı az olan kabartma. a. bk. kabartma, yüksek kabartma. |
23 | alçak kemer | (Mimarlık) Yüksekliği açıklığının yarısından daha küçük olan kemer. a. bk. kemer, sivri kemer, yuvarlak kemer, eşeksırtı kemer, atnalı kemer |
24 | alçı kalıp | (Heykel) Bir şeyin üzerine alçı dökülerek alınan kalıp. Bu kalıbın içine alçı dökülür ve özgünün bir kopyası çıkar. a. bk. ölü kalıp, çoğaltma kalıbı. |
25 | alçı kazıma resim | (Resim) (İtal. : sgraffiare = kazıma) Alçı üzerine yapılan kazıma resim. a. bk. kazıma resim. |
26 | alem | (Mimarlık) Minarelerde külâhın tepesine, camilerde de esas kubbenin en sivri yerine takılan madenden yapılmış tepelik. |
27 | alemci | (Mimarlık) Camilerin kubbelerine, minarelerine alem yapan ve takan kimse. |
28 | alınlık | (Mimarlık) Yunan ve Roma yapılarının ön yüzlerinde, çatı üçgeni ile sütunların üzerindeki kiriş arasında kalan üçgen biçimindeki bölüm. |
29 | alınlık tablası | (Mimarlık) Kemerli pencere ya da kapıların silmeli çerçevelerinin üst kısmı ile kemer eğrisi arasında kalan doldurulmuş bölüm. |
30 | alizarin kırmızısı | (Resim) bk. kökkırmızısı. |