1 | abecesizlik oranı | Bir toplumda okuma yazmadan yoksun kişilerin toplam nüfus içindeki payı. |
2 | acı su | Tuzluluk derecesi bakımından deniz suyu ile tatlı su arasında kalan ve pek yararlanılamayan sular. |
3 | acun | bk. evren. |
4 | açık deniz balıkçılığı | Özel balıkçı tekne ve gereçleriyle yapılan, büyük anapara ve örgütlenmeye dayalı balıkçılık. |
5 | açınsama | Yeryüzünde bir yörenin yakından incelenerek tanınması. |
6 | ada | Deniz ve göllerde, her yanından sularla çevrili kara parçası. |
7 | adacık | Küçük ada. |
8 | adadizisi | Çok kez ana kara yakınlarında yer alan, genellikle bir yay biçiminde sıralanmış takımadalar. |
9 | ağaç | Odunsu kök, gövde ve dallarla yapraklardan oluşan, uzun ömürlü, gelişkin bitki. |
10 | ağaç sınırı | Yeryüzünde, doğal koşulların orman yetişmesine elverişli olduğu bölgelerde ağacın, bulunulan enlem ve bakıya bağlı olarak, ulaşabileceği yüksekliğin üst sınırı. |
11 | ağaççık | Çalı ile ağaç arası, gövde yerine az odunsu birkaç daldan oluşan, boyları 2-7 metre arasında değişen taflan, fındık gibi bitkiler. |
12 | ağaçlandırma | Türlü nedenlerle yok olmuş eski ormanların eksikliğini gidermek için, elverişli yörelerde, insan eliyle yeni orman alanları yaratma. |
13 | ağaçlı çayırlık | Dönencelerarası kuşakta, eşlek ormanı ile sıcak bozkırlar arasında yer alan, yüksek boylu otlarla ağaçların birbirine karıştığı bitkisel örtü türü. |
14 | ağaçsı | Gövdeli, odunsu, uzun yıllar yaşayan bitki. |
15 | ağır işleyim | Yapılan nesnenin türü, kullanılan anamal, işlenmemiş özdek, gereç ve araçların nitelik ve niceliği, çalıştırılan işçi sayısı vb. gibi ölçütlere dayanarak, işleyimde yapılan sınıflandırmanın iki büyük kolundan biri. |
16 | ağız yanı | bk. akış aşağı. |
17 | akaçlama | Toprağın sağlığa ve tarıma dokuncalı, gereğinden çok suyunu boşaltmak ve akıtmak amacıyla girişilen düzenleme işlerinin tümü. |
18 | akanyıldız | Güneş dizgesine bağlı, kesin yörüngeleri bulunmayan ve bu nedenle havayuvarının üst katmanlarına girince ateş külçesi durumuna dönüşen küçük gökcismi. |
19 | akarsu | En yüksek dereden, anaırmağa değin belirli bir yatak içinde ve eğim boyunca sürekli ya da dönemli olarak akan sular. |
20 | akarsu ağı | En küçük dereden anaırmağa değin, bir akarsuyun beslenme teknesi içinde tüm kollarıyla birlikte oluşturduğu suyolu örgüsü. |
21 | akarsu aşındırması | Akarsuların yataklarını, su gücü ve taşıdığı katı öğeler yardımıyla kıyıdan ve dipten kemirmesi olayı. |
22 | akarsu çığırı | Akarsuyun kaynaktan ağza değin içinde aktığı, ağza doğru eğimli, dar ancak, çok uzun oluk biçimli yol. |
23 | akarsu kavşağı | İki akarsuyun birbirine karıştığı, birinin ötekine eklendiği yer. |
24 | akarsu kıyısı | Akarsu yüzü ile yatak yanlarının dokunum çizgisi. |
25 | akarsu sekisi | Gençleşmeyle güç kazanan akarsuların yataklarını yeniden derinleştirerek koyak tabanı içine gömülmeleri sonunda oluşan ve bu yeni yatağın iki yanında kalan az eğimli, asılı düzlük, bk. gençleşme. |
26 | akarsu teknesi | Bir anaırmağın tüm kollarıyla yayıldığı ve komşu akarsu teknesinden «su bölümü çizgisi»yle ayrıldığı alan. |
27 | akarsu yükü | Akarsuların sürükleyip taşıdıkları, ince kil ve kum tanecikleri gibi küçük özdeklerden iri çakıllara değin her türlü katı öğeler. |
28 | akarsu-buzul biçimleri | Koyak ve örtü buzullarının alınlarında, buzul ve akarsuların ortaklaşa oluşturdukları yer biçimlerinin tümü. |
29 | akarsubilgisî | Akarsuların düzen özelliklerini, bu düzeni yaratan doğal nedenler bakımından inceleyen bilim kolu. |
30 | akaryakıtlar | İşlenmemiş yeryağı ürünlerinden mazot, benzin, gazyağı vb. sıvı durumunda kullanılan yanıcı özdekler. |