Atatürk ilkeleri
Temel,Bütünleyici ilkeler ve açıklamaları


Cumhuriyetçilik

ID : 1
Kategori : Temel ilkeler
İlke : Cumhuriyetçilik
Açıklama : Türk Devrimi’nde cumhuriyetçilik ana ilke, esas değerdir. Cumhuriyetçiliğin özünde, devlet yönetim şekli olarak demokratik cumhuriyetin bir fazilet rejimi olduğunu benimsemek vardır. Cumhuriyet, Atatürk inkılabının bütününü temsil eden bir devlet ve hükümet şekli olarak değiştirilemez bir cevherdir. Egemenliği millete verme ve yönetimde milletin tek söz sahibi olması anlamına gelen bir ilkedir. Atatürk’e göre; “Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar yok olur”. Nitekim Atatürk, Türk Devrimi ile gerçekleşen büyük olayı, Türk Milleti’nin eseri olarak görmüş ve değerlendirmiştir. Bu nedenledir ki, Atatürk’e göre, Türk Milleti’nin yaratılışına, onuruna ve anlayışına en uygun yönetim şekli cumhuriyet yönetimidir. Cumhuriyet ilkesi gerek 1924 ve gerekse 1961 anayasalarında mecliste değiştirilmesi veya bir başka şekle sokulması teklif dahi edilemeyecek bir değer olarak korunmuş ve yerleşmiştir. Bu vasfı özelliğiyle cumhuriyet devlet düzen ve ideolojisinde şahsilik ve keyfiliğin hakim olmasını önleyen en sağlam teminattır.

Milliyetçilik

ID : 2
Kategori : Temel ilkeler
İlke : Milliyetçilik
Açıklama : Cumhuriyetçi devlet yapısını koruyacak olan toplumun siyasi birlik şuuruna kavuşmuş pekişik bir bütün olması en temel amaçtır. Millet olma şuuruna gerçek anlamda Türkler, Türk Devrimi’nin sonucunda kavuşmuşlardır. Türk milliyetçiliği bir doktrin değildir. Tarihsel ve siyasal bir olaydır. Aşırı ırkçılıkla, emperyalizm ve faşizmle her hangi bir ilgisi yoktur. Türk Milliyetçiliği fikren, fiilen, hissen milli birliğe sahiptir.Milliyetçilik ilkesinin anlamım Atatürk, Türk Ulusu’nu ve Türk’ü tanımlamak için söylemiş olduğu şu sözlerle belirtmiştir: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkına Türk Milleti denir”.Atatürk Türk Milliyetçiliğini de şöyle açıklamıştır: “Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde yaşayan, Türk dili ile konuşan Türk kültürü ile yetişen, Türk ülküsünü benimseyen her vatandaş, hangi din ve mezhepten olursa olsun Türk’tür, Türk Milliyetçisidir”.

Halkçılık

ID : 3
Kategori : Temel ilkeler
İlke : Halkçılık
Açıklama : “Halk” deyimi, çok daha geniş bir anlamı olan Milletin bugün yaşamakta olan bölümü için kullanılan bir deyimdir. “Halkın Egemenliği” deyimi de, daha geniş bir anlamda, “Millet egemenliği” olarak kullanılmaktadır. Anayasa’da belirtildiği gibi, yasa yapma, yürütme ve yargı hakları hep millete aittir.Halkçılık ilkesi, sınıf esasını kabul etmez. Halk, meslek ve çalışma grupları olarak ayrılmıştır. Türk toplumu bir eşitlik dengesi içindedir. Ayrıcalıklı bir sınıf bilinci yoktur ve olamaz. Yasalar önünde, bütün yurttaşlar için kesin bir eşitlik öngörülür. Halkçılık, Milliyetçilik fikrinin bir sonucudur. Türk halkı birdir ve bir bütündür. Atatürk’e göre, Türk Milleti’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür.

Devletçilik

ID : 4
Kategori : Temel ilkeler
İlke : Devletçilik
Açıklama : Sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınmada daha çok akılcı metodu belirten bir esastır. Ekonomik alanda, özel sermaye kadar, devletin de yatırımcılığını öngörür. Bu ilke, devlet elindeki sermayenin başta altyapı olmak üzere, ülke kalkınmasına ayrılmasını arzular. Dış sermayeye, her iki tarafında yararına olmak koşuluyla ve ülkeyi bir sömürge durumuna düşürmemek kaydıyla karşı değildir. Komünist ülkelerdeki katı devletçilik anlayışıyla hiç bir ilgisi yoktur; bütünüyle ülke gerçeklerinden oluşturulmuştur.Devletçilik ilkesi anayasada görüldüğü gibi, karma ekonomiye dayanmaktadır. Sosyal devlet anlayışının açık ve belirgin bir görünüşüdür. Devletçilik ilkesi, Türkiye’nin ihtiyaçlarından doğmuş, Türkiye’ye özgü bir sistemdir.

Laiklik

ID : 5
Kategori : Temel ilkeler
İlke : Laiklik
Açıklama : Atatürk, din ve dünya işlerinin ve özellikle dinle politikanın kesinlikle birbirinden ayrılmasını öngörmüştür. Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Atatürk, kendi düşünce yapısı içinde, dine karşı saygıyı öngörür. Düşünüşe ve düşünceye karşı olmayı kesinlikle reddeder. Bununla birlikte din ile devlet işleri kesinlikle birbirine karıştırılmamalıdır. Hiç bir kimse bir başka kişiyi ne bir din ne de bir mezhebi kabule zorlayamaz. Din ve mezhep kuralları, hiç bir zaman politikada bir araç olarak kullanılamaz. Laik anlayışta inançlara, dolayısıyla dine karşı gerçek bir saygı vardır.Laiklik Türk Milleti’ne önemli çağdaş değerler kazandırmıştır:Kişilerin dini inanç ve fikri özgürlüğünün yanı sıra, vicdan özgürlüğü ile itikat ve ibadet özgürlüğünü sağlamış, aynı zamanda ulusu ümmet olmaktan çıkarıp, millet olmaya yöneltmiştir. Milli birlik ve beraberlik duygusunun bilincine kavuşmak gibi değerler kazandırmıştır.Laiklik ilkesi, 5 Şubat 1937’de Anayasa’ya girmiş olmasına karşın, Türk Milleti, son yıllarda bu ilkeye karşı yoğunlaştığı görülen kasıtlı ve maksatlı girişimlerle karşı karşıya kalmıştır. Anayasa’ya 61 yıl önce girmiş olmasına rağmen, laiklik ilkesi üzerindeki tartışmalar sürüp gitmektedir. Bunun nedeni ise, şeriat devleti kurmak düşüncesinde olanlar, siyasi ve maddi menfaatleri tehlikeye düştüğünde, laikliğindin düşmanlığı olduğu tezini ileri sürerek, geleceklerine yatırım yapmak istemektedirler. Diğer önemli bir husus da, ne yazık ki bunca yıl geçmiş olmasına karşın, vatandaşlarımıza laikliğin ne olduğu yeterince anlatılamamıştır. Laikliğe karşı olan zihniyet sahipleri ise laikliğin dinsizlik olduğunu her kesimde planlı, programlı ve organize olmuş bir şekilde anlatmaya çalışmaktadırlar… Ve bu anlayış, bugün de maalesef bir ideoloji haline getirilmiş bulunmaktadır. Bu propagandalar karşısında Türk insanının zihni bulandırılmak istenmektedir. Ama, Türk Milleti’ne mal olmuş bu ilke, Türk insanının medeniyete yürüyüşünde yolunu aydınlatmaya devam etmektedir ve edecektir.

İnkılapçılık

ID : 6
Kategori : Temel ilkeler
İlke : İnkılapçılık
Açıklama : Türk Milleti’ni son zamanlarda geri bırakmış olan müesseseleri zorla yıkarak, yerlerine milletin en yüksek medeni icaplarına göre ilerlemesini sağlayacak yeni müesseseleri koymuş olmaktır. Atatürk; “Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağımıza uygun, bütün mana ve şekilleriyle uygar bir toplam haline getirmektir. Türk İnkılabı’nın temel prensibi budur” diyerek, inkılapçılık ile, Türk toplumunun ulaşacağı hedefi ortaya koymaktadır.

Milli Egemenlik

ID : 7
Kategori : Bütünleyici ilkeler
İlke : Milli Egemenlik
Açıklama : Milli hakimiyeti her şeyin üzerinde olduğunu söyleyen Atatürk, milli egemenlik hakkında şöyle demektedir: “Yeni Türkiye devletinin yapısının ruhu milli egemenliktir; milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir. Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitliğin ve adaletin sağlanması, istikrarı ve korunması ancak ve ancak tam ve kesin anlamıyla milli egemenliği sağlamış bulunmasıyla devamlılık kazanır. Bundan dolayı hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası milli egemenliktir.” (1923)

Milli Bağımsızlık

ID : 8
Kategori : Bütünleyici ilkeler
İlke : Milli Bağımsızlık
Açıklama : Bağımsızlık benim karakterimdir diyen Atatürk, bağımsızlığın her açıdan tam bağımsızlık olması gerektiğini düşünür Bu konuda şöyle der: “Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir.” (1921) “Türkiye devletinin bağımsızlığı mukaddestir. O ebediyen sağlanmış ve korunmuş olmalıdır.” (1923)

Milli Birlik ve Beraberlik

ID : 9
Kategori : Bütünleyici ilkeler
İlke : Milli Birlik ve Beraberlik
Açıklama : Bütün bir milletin birlik – beraberlik ve dayanışma içerisinde olmasını varlığımızın ve geleceğimizin teminatı olarak gören Atatürk bu konuda da şunları söylemiştir: “Millet ve biz yok, birlik halinde millet var. Biz ve millet ayrı ayrı şeyler değiliz”. (1919) “Biz milli varlığın temelini, milli şuurda ve milli birlikte görmekteyiz.” (1936) “Toplu bir milleti istila etmek, daima dağınık bir milleti istila etmek gibi kolay değildir.” (1919)

Yurtta Sulh (Barış), Cihanda Sulh

ID : 10
Kategori : Bütünleyici ilkeler
İlke : Yurtta Sulh (Barış), Cihanda Sulh
Açıklama : Her zaman dünya barışına büyük önem veren içte ve de dıştaki barışın dünya huzuru ve geleceği için önemli olduğuna inan Atatürk kesin bir ifade ile bu düşüncenin anlamını şu sözlerle açıklamaktadır: “Yurtta sulh, cihanda sulh için çalışıyoruz.” (1931) “Türkiye Cumhuriyeti’nin en esaslı prensiplerinden biri olan yurtta sulh, cihanda sulh gayesi, insaniyetin ve medeniyetin refah ve terakisinde en esaslı amil olsa gerekir.” (1919) “Sulh milletleri refah ve saadete eriştiren en iyi yoldur.” (1938)

Çağdaşlaşma

ID : 11
Kategori : Bütünleyici ilkeler
İlke : Çağdaşlaşma
Açıklama : Atatürkçü devrim (inkılaplar) içinde geriye, eskiye, çürümüş, köhne uygulamalara dönük bir tek adım bulunamaz. Önce tam bağımsızlık sağlanır, ardından çağdaşlaşma savaşı başlar. Bu savaşta tek zafer kabul edilebilecek nokta, Türk halkını tam anlamıyla uygar bir toplum haline getirmektir. Bakın Atatürk bu konuda neler diyor: “Milletimizi en kısa yoldan medeniyetin nimetlerine kavuşturmaya, mesut ve müreffeh kılmaya çalışacağız ve bunu yapmaya mecburuz.” (1925) “Biz batı medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz.” (1926)

Bilimsellik ve Akılcılık

ID : 12
Kategori : Bütünleyici ilkeler
İlke : Bilimsellik ve Akılcılık
Açıklama : Türk devriminin yol göstericileri akıl ve bilimdir. Tersten düşünecek olursak; akla ve bilime aykırı olan herhangi bir düşünce ve eylem Türk devrimin yürüdüğü yol üzerinde bulunamaz.Hatta bu konuda hepimizin bildiği o meşhur sözünü söyler: “Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar” diyen Atatürk bilimin çağdaş ve medeni olmayı amaç kılan toplumların yaşantısında ne denli büyük bir öneme haiz olduğuna işaret etmiştir. a) Bilimsellik: “Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir.” (1924) “Türk milletinin yürümekte olduğu ilerleme ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet bilimdir.” (1933) b) Akılcılık: “Bizim, akıl, mantık, zekayla hareket etmek en belirgin özelliğimizdir. (1925) Bu dünyada her şey insan kafasından çıkar.” (1926)

İnsan ve İnsanlık Sevgisi

ID : 13
Kategori : Bütünleyici ilkeler
İlke : İnsan ve İnsanlık Sevgisi
Açıklama : Kemalizm, ulusal bir ideolojidir ancak insanlığın geleceği için evrensel amaçlar güder. Bunların başında, insanın insan tarafından sömürülmesi düzeninin ortadan kaldırılması, küresel silahlanmaya son verilmesi ve insanlığın insanca bir işbirliği içinde yaşaması zorunluluğu vurgulanır.Bu yüzden bakın Atatürk bu düşünceye temel teşkil eden hangi sözleri söylemiştir: “İnsanları mesut edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlıktan uzak ve son derece üzülünecek bir sistemdir. İnsanları mesut edecek yegane vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir.” (1931) “Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız.” (1936)

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir