91 | ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur | çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler. |
92 | ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz | davranışlarına engel olacak hiçbir takıntısı yok. |
93 | ağaca dayanma kurur, adama (insana) dayanma ölür | insan yapacağı işte başkalarına değil, kendine güvenmelidir. |
94 | ağacı kurt, insanı dert yer | kurt ağacı nasıl içten içe kemirirse dert de insanı içten içe yer bitirir. |
95 | ağacın kurdu içinde olur | bir topluluğu çökertecek olan şey yine kendi içinden çıkar. |
96 | ağacın meyvesi olunca, başını aşağı salar | yararlı eserler veren, bilgi ve erdemle donanmış kimse alçak gönüllü olur. |
97 | ağaç kökünden yıkılır | bir düzen, ayrıntıların değişmesiyle değil temelin bozulmasıyla yıkılır. |
98 | ağaç ne kadar uzasa göğe ermez | insan ne kadar yükselirse yükselsin bir yerde durur. |
99 | ağaç ucuna yel değer, güzel kişiye söz değer | güzel insanlar her yerde ilgi çekerler, her zaman onların sözü kabul edilir. |
100 | ağaç yaprağıyla gürler (güzeldir) | insan önemli işleri akrabası, yakınları, yandaşlarından güç alarak daha kolay yapar. |
101 | ağaç yaş (fidan) iken eğilir | insanlar küçük yaşta kolay eğitilir. |
102 | ağaç yeşert meyve getirsin, oğlan büyüt ekmek getirsin | erkek evlat meyve veren ağaç gibidir, günü gelince evin geçim yükünü hafifletir. |
103 | ağaçtan maşa olmaz | yeteneksiz, beceriksiz kimse önemli işlerde kullanılamaz. |
104 | ağaçtan maşa, abdaldan paşa olmaz | yeteneksiz, beceriksiz kimse önemli işlerde kullanılamaz. |
105 | ağalık (beylik) vermekle, yiğitlik vurmakla | sözü geçer bir adam olmak istersen herkese yardımda bulunacaksın, yiğit adam olmak için de savaşta da barışta da vurucu, kırıcı olacaksın. |
106 | ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz | işveren işçisi ile birlikte çalışmazsa işçi işe var gücüyle sarılmaz. |
107 | ağanın eli tutulmaz | zengin olarak düşünülen kişiden anılmaya değer bir bağış beklenir. |
108 | ağanın gözü ata tımardır | iş sahipleri denetimlerini sürekli yaparlarsa işler yolunda gider. |
109 | ağanın gözü öküzü (ineği) semiz eder | ana babalar çocuklarına, mal sahipleri de mallarına iyi bakarlarsa iyi sonuçlar alınır. |
110 | ağanın gözü, yiğidin sözü | çalışanlarını gereği gibi yöneten ve çalıştıran kişi iyi bir yöneticidir, sözünün eri olan kimse de yiğittir. |
111 | ağanın malı çıkar, uşağın canı | bir afeti önlemek için işveren malını, işçi de canını feda eder. |
112 | ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez | belirtileri meydanda olan yaşlılık ve izleri ortada duran üzüntü ne yapılsa gizlenemez. |
113 | ağası güçlü olanın kulu asi olur | dişli birine dayanan, güvenen kişi herkese kafa tutar, kabadayıca davranır. |
114 | ağası güçlü olanın, kulu suçlu olur | kuvvetli kimselerin suçları yanındakilere yüklenir. |
115 | ağası yiğit olanın etbaı sarhoş gezer | dişli birine dayanan, güvenen kişi herkese kafa tutar, kabadayıca davranır. |
116 | ağılda oğlak doğsa ovada otu biter | Tanrı her yarattığının rızkını verir. |
117 | ağır ağır demeli, çabuk çabuk yemeli | yemeği çabuk yemelisin, dediğinin anlaşılabilmesi için de sözleri tane tane ve yavaş yavaş söylemelisin. |
118 | ağır basar yeğni kalkar | ağırbaşlı olan, herkesten saygı görür, ağırbaşlı olmayana ise kimse değer vermez. |
119 | ağır git ki yol alasın | bir işte başarılı olmak isteyen kimse, ağır ağır ama güvenilir adımlarla yürümelidir. |
120 | ağır kazan geç kaynar | 1) kalın kafalı insan bir konuyu zor anlar 2) tembel olan işi geç yapar. |